En umutsuz ve mutsuz anınızda, bir durun ve düşünün. Aklınıza hemen hayatınızda yaşadığınız olumsuzluklar gelecektir. Yakılan köprüler, yıkılan hayaller hep kaybettiklerimiz…
Neden hep beni buluyor bu olanlar? Ben nerde yanlış yaptım? Bunları hakedecek ne yaptım? Bunlar gibi kendi kendimize sorduğumuz bir çok cevabını bilmediğimiz sorular. Ve tabi ki ardından büyük bir umutsuzluk. Hep böyle mi devam edecek? Gibi gelecek kuşkuları sarıyor insanı.
Geriye at, at bırak, serbest bırak, artık geçti. Gözlerini aç hepsi geçti. Artık bugünkü “sen”e şans tanıma fırsatı gelmedi mi hala?
Tüm yaşanmışlıklar birer tecrübe oldu sana. Gelen herşeyi iyi ya da kötü birer ders, birer tecrübe olarak görmeye başlamalısın. Dünya denen bu yeri, kendin yaşanabilir yapmalısın. Gidenlere, geçenlere, yıkılanlara, kaybedilenlere üzülmekten, önümüze çıkan şansları görmüyoruz.
Güneş her gün yeniden doğuyor. Güneşin bizim için doğduğunu farketmeli ve onun ışığından faydalanmalıyız. Hayatta her an bir mucize oluyor. Etrafımızda sadece görmeyi öğrenmeliyiz. Farketmeyi.
Ah’larla Vah’larla keşkelerle zaman harcamak yerine şimdi, şu an nasıl mutluluğu yakalamalıyız ona bakmalıyız.
Hayattaki en büyük nimetlerden biri sağlıktır diyebiliriz. Sağlıklıysak diğer herşeyin üstesinden gelebiliriz. Yeter ki vazgeçmeyelim. Bu cümleleri rahatlıkla yazabiliyorum. Çünkü umutsuzluk, çaresizlik, vazgeçmek ne demek çok iyi biliyorum. Hepsini yaşadım. Belki bazen isyan bile ettim. Ama sonunda elimde kalan sıfırdı.
Taa ki bir gece güzel yürekli bir kadının bana o güzel konuşmasını yapana kadar. Bana o gece konuşmasıyla hayatımı geri verdi, hücrelerime tek tek umut ekti. Ben de artık harekete geçmeliyim dedim ve tabiki Allah’ın yardımıyla hayatımın en güzel günleri başladı.
Burda daha fazla detaya girmek istemiyorum, ama şunu söyleyebilirim ki; siz vazgeçerseniz hayat/ta sizden vazgeçer.
Varlığınızı ve varolma isteğinizi bir şekilde, kendi tarzınızla ortaya koymalısınız. Eğer yaşıyorsanız Rabbim rızkınızı hala veriyor demektir. İstemeyi bilelim. Vazgeçmeyelim. Kaybetmekten korkmayalım.
“Umut ekelim, mutluluk biçelim”
Bu yazımın umutsuzluğa kapılmış birileri varsa onlara biraz da olsa umut aşılamak için yazmaya karar vermiştim. Ne kadar anlatabildim bilmiyorum. Herkesin içindeki o gücü hissetmesini çok isterim. Ve iman gücü gerçeğini de tabi ki.
Sabırlı olalım, istemesini bilelim. Bir gün isteklerimiz kendiliğinden gelecektir. Genellikle de hiç beklemediğimiz zamanlarda.
Yazımı Hz. Mevlana‘nın Şu sözleriyle bitirmek istiyorum:
“İsyanlardayım” dedi. Hayır
“İmtihanlardaydı” Fark etseydi,
Kurtulacaktı.
aşK’o
Yorumlar
Yorum Gönder